25.04.2008

GÜNEŞ DİL TEORİSİ NEDİR ?

(Okuyacağınız yazı boyunca göreceğiniz belgeleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız.)

Atatürk’e ait olan bu teori; dillerin nasıl doğduğu üzerindeki felsefi görüşlerden biridir. Türk Tarih Tezine göre, Türklerin temasta bulundukları ulusların uygarlığı üzerine etki yapan çok eski bir tarihi ve uygarlığı vardır. O halde gelişmiş bir dilleri de olacaktı. Çok eski zamanlarda Orta Asya’dan dünyanın türlü yönlerine göç eden ve birçok ulusları egemenlikleri altına almış bulunan Türkler, bu ulusların dillerine birçok dil varlıkları katmış olmalı idiler. Şimdi birçok dillerde etimolojisi yapılamayan ve kaynağı bilinmiyor diye gösterilen birtakım dil öğeleri belki de Türk asıllı idi. Öyle ise Türk dilinin geçmişini, kökünü aramak gerekti.

İşte Güneş-Dil Teorisi bu yöndeki çalışmalardan doğmuştur.

TEORİ : İnsanlar düşünce bakımından gelişme çağına erince çevrelerinde en önemli varlık olarak güneşi gördüler. O her şeyin kaynağı idi. Isıtıyor, aydınlatıyor, türlü kuvvetlere ve kavramlara kaynak oluyordu. Zaman, uzaklık yükseklik, büyüklük, renk… ondan geliyordu. Bu kavramları anlatmak için güneşi anlatmak yetecekti. Acaba güneşi hangi sesle anlattılar ? İnsanın en kolay çıkardığı, -dile, dişlere, dudaklara ve ağza hiçbir özel biçim vermeyi gerektirmeyen (A) sesidir.

Bu ses, uzunca söylenirse “ağ” olur. Bundan ilk konsonun da “ğ” olduğu anlaşılır. Demek ki ilk sözcük “ağ” dır.

“a” sesi zamanla “e,ı,i,o,ö,u,ü” de olmuştur. Bu da güneşin adıdır ve güneş kavramı içinde bulunan “Tanrı, büyüklük, yükseklik, kuvvet, çokluk, aydınlık, parlaklık, sıcaklık, ateş, hareket, uzunluk, zaman, yer, büyüme, canlılık, ruh, renk, su…” anlamlarına gelir.

Bugün kullandığımız sözcükler ana kök olan “ağ” ile buna eklenmiş parçalardan meydana gelmiştir. Bu eklerde her ses, köke ayrı bir anlam katar. Örneğin :

M : Mülkiyeti, en yakın alanı

N : M’ye bitişik olan çevreyi

C, Ç, J, S, Ş, Z : Uzak alanı

L : Bilinmezliğe kadar yayılan bir genişliği

D,T : Yapıcılığı ve yapılmış olmayı

R : Gerçekleşmeyi, hareketin sınırlı bir alanda kalışını

K : Anlamın tamamlandığını, adlandırıldığını belirtir.

Bu temel bilgilere göre “durmak” sözcüğü şu şekilde öğelerine ayrılarak anlam alır :

Uğ + ud + ur + um + ak

İlk parça ana köktür. Bu kökte temel kavram “hareket” tir. Ekler, köke ulandıkça temel kavram birtakım anlamlarla tamamlanır :

Uğud : Hareketin yapılmasıdır.

Uğudur : yapılan hareketin sınırlı bir alanda kalmasıdır.

Uğudurum : sınırlı alanda kalan hareketin temel kavrama mal olmasıdır.

Uğudurumak = durmak : temel kavramın malı olan hareketsizliğin adıdır.

Bu teori, Viyanalı dilci Dr. Kıvergeç’in bir araştırması geliştirilmek yoluyla meydana getirilmiştir.

Atatürk Teorisine çok önem veriyordu. 24 Ağustos 1936 da toplanan üçüncü Dil Kurultayı’nın başlıca konusu Güneş-Dil Teorisi idi. Kurultay’da alınan kararlar bir rapor halinde arz edilmiştir.


3. Dil Kurultay’ın dan görüntüler;



Hazırlayan : Yılmaz KARAHAN

Kaynaklar :



1- Atatürk ve Dil Devrimi, M.E.B. (Ömer Asım AKSOY)

2- Rapor, Türk Dil Kurumu resmi sitesinden alınmıştır.

http://www.yenidenergenekon.com/111-gunes-dil-teorisi-ve-komisyon-raporu/