29.04.2008

Rusya' dan Kırgızistan'a 'Milli tarih' tehdidi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Kırgızistan Meclisi tarafından geçtiğimiz günlerde kabul edilen “Milli tarihin” yeniden yazılması ve bu... bağlamda 1916 yılında Çarlık Rusya’sına karşı yapılan milli ayaklanmanın şehitlerini anma günü ilan edilmesini içeren düzenlemeye sert tepki gösterdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada Çarlık Rusya’sına karşı girişilen bu ayaklanmada binlerce Rus’un da öldüğü vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi:

“Bağımsız Kırgızistan’ın içişlerine karışmadan, 1916 yılının acı olaylarının kamuya mal edilmesinin Rusya-Kırgızistan ilişkilerinde ihtilaf yaratabileceğine inanıyoruz. Tarih şüpheli olayları resmeder. Bunların bazıları oldukça nahoş görünür. Geçmiş sorunların siyasi riskler alınmadan tarafsız tarihçiler tarafından çözüleceğine inanıyoruz. “

Siyasi uzmanlar Türkmenistan’da 18 yıldır düzenli olarak yapılan Göktepe şehitlerini anma gününe (1881 yılında Rus işgaline karşı direnen son kale olan Göktepe’de yaşanan kanlı savaşta on binlerce Türkmen Skobelev komutasındaki Rus ordusu tarafından şehit edilmişti) Türkmenistan doğalgazına ihtiyaç duyması dolayısı ile ses çıkarmayan Rusya’nın Kırgızistan’a karşı uyguladığı baskı ve çifte standardın çok açık olduğunu belirtiyorlar.

1916 ÜRKÜN AYAKLANMASI
Sayılarının 100 bin ile 120 bin arasında olduğu tahmin edilen Kırgızlar bugünkü Kırgızistan’ın kuzeydoğusundan Çin’e kaçmaya çalışırken önlerine Tien Şan dağlarının çıkması sonucu Çar güçlerinin ateşinden kurtulamadılar. 1916’da Kırgızistan’da tarihe adı “Ürkün” olarak geçen bir katliam yaşandı. Kırgız halkının isyanını bastırmaya çalışan Çarlık Rusyası, Çin’e kaçmaya çalışan 100 binden fazla Kırgız’ı katletti. Geçtiğimiz Ağustos ayında Ürkün kurbanları anısına Kırgısiztan’ın kuzeydoğusunda yer alan Barskun Köyü’nde ve Başkent Bişkek’te törenler düzenlendi. Ayrıca, Kırgızlar atalarına vefa borcu olarak “Ürkün 90” adı verilen bir proje ile Kırgız halkının hakları için ölen bu insanların dağılmış kemiklerini anıt mezar olacak bir alana gömdüler.

Kırgız halkının isyan etmesinin sebebi rejimin hak ve hürriyetlerdeki kısıtlamalarının hat safhaya ulaşmasının yanı sıra, Kırgız halkının I. Dünya Savaşı’na “Çar’ın askerleri” olarak katılmasının istenmesiydi. Yıllardır varı yoğu sömürülen halkın bir de canı sömürülmek isteniyordu. Savaşı Rusya kazansa bile sömürülen Orta Asya ülkelerinin hiç bir kazancı olmayacak, ölen askerlerinin adı bile anılmayacaktı. Sonuçta halk isyan etti ve bu isyan tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde bastırıldı. Sayılarının 100 bin ile 120 bin arasında olduğu tahmin edilen Kırgızlar bugünkü Kırgızistan’ın kuzeydoğusundan Çin’e kaçmaya çalışırken önlerine Tien Şan dağlarının çıkması sonucu Çar güçlerinin ateşinden kurtulamadılar.

Kırgızların bir kısmı Çar güçlerince öldürüldü, geri kalanı da bu dağlarda 3000 metre yüksekliklere kadar çıkıp kaçmaya çalışırken can verdi. Şu an bu dağların etekleri, hala kemikleri dağılmış vaziyette yatan Kırgızların mezarlığı. Hayret ve dehşet uyandıracak manzaralardan biri de 4000 metre yükseklikte bulunan Bedel Geçidi ile Çin sınırı arasında akan bir nehrin yatağının insan kemikleri ile dolu olması. Sovyetler dönemi boyunca, yaşanan vahşete tanıklık etmelerini önlemek için bu bölgeye Müslümanların girmesi engellenmiştir. Ürkün, Sovyetler dönemi kitaplarında da kayıtlı değildir. Hatta Kırgız aydınlarının olayı anlatmak için yazdığı kitapların basılması dahi Kırgızistan’ın bağımsızlık tarihi olan 1991 yılına kadar engellenmiştir. Ürkün Katliamı ancak 75. yıldönümü olan 1991’de, Ürkün ile birçok insanını kaybeden Asilbaş Köyü’nde bir tören ile anılmıştır. Ancak önemli bir gerçek şu ki bu tarihten sonra Rusya, halkların bağımsızlık taleplerine çok fazla karşı koyamamıştır.

Vahim olan bir gerçek de Rusya’nın tıpkı Çeçenistan ve birçok Kafkas halkına karşı takınmış olduğu tavrın benzerini göstererek hala öldürülen 100 bin insan anısına, bu olaydan dolayı üzgün olduklarını ifade eden bir ‘özür’ dahi dilememiş olmasıdır.

Kaynak; http://anadoluhaber.blogspot.com/