11.01.2008

Atatürk Balosuyla Muğla’ya Kolej

Birkaç gün önce TRT’de şöyle haber gördüm. Kenan Evren Vakfı bir Atatürk Balosu düzenlemiş. Büyük bir Atatürk resmi de açık artırmayla satılmış.Balo ve resim gelirlerinin tümüyle Muğla’da bir kolej kurulacakmış.

Haberde, üstüne basılarak, kıvançla ifade ediliyor ki eğitim dili İngilizce olacakmış. Müsaadenizle bunu biraz daha açalım.Yâni: Türk hocalar Türk öğrencileriyle İngilzce konuşacak, bilim olsun felsefe olsun (hâlâ böyle bir ders varsa) dersler İngilizce anlatılacak; büyük ihtimalle ders kitapları da pahalı pahalı direkt İngiltere’den ithal... İngiltere’yi ihya ediyoruz!. Dikkat edelim: Muğla’nın Türk çocuklarına en iyi şekilde matematik, bilgisayar, fizik, kimya, edebiyat, tarih, dünya ve TÜRK dünyası öğretilecek, gençler kendine güvenmeyi, sorgulamayı, sorunlara çözüm bulmayı öğrenecek, araştırmacı, yaratıcı, yoktan var edici ruhta yetişecek diye övünülmüyor!!!. Hatta hatta 21. yüzyılda Türkiye’nin bütün dünya pazarlarına açılması için gerekecek yabancı diller de ayrıca takviyeli, etkin yabancı dil derslerinde iyi öğretilecek de denmiyor. (Bu diller İspanyolca,Çince,Rusça,Almanca veya İngilizce, Japonca da olabilr.) Zira günümüzde, yeni iletişim ve bilişim çağı’nda çeşitli dillerin önemi gitgide artarken, İngilizce’nin önemi azalmakta ve yalnızca geçen asrın bakiyesi, çağın İngiliz Muhipleri Cemiyetleri’nin gizli, açık üyelerine ve de Anglo-Sakson sömürgelerine münhasır kalmaktadır.

Atatürrk Balosu’nda sadece ve sadece “eğitim dili İngilizce olacak” (yâni; Türkçe olmayacak, dolayısıyla gençler artık Türkçe’yi unutacak, dosdoğru bilmeyecek, tarzanca gibi bir dil konuşacak, dükkânların önüne İngilizce adlar yazcak, sokaklarda göğsünde Amerkan bayrağı olan gömleklerle dolaşacak, açık seçik düşünemeyecek, milliyetini, zaten artık bilemeyeceği kültürünü, şerefli tarihini inkar edecek) diye iftihar ediliyor.

Bir vakfın Muğla’da iyi bir okul açması elbette takdir edilecek bir hayırseverlik faaliyetidir. Bunun Atatürk adına yapılmasını da ayrıca alkışlarız. Amma, olayda derin bir çelişki göze çarpıyor. Şöyle ki: Haberden üstünkörü çıkarılacak sonuç; vakfın ve baloyu düzenleyenlerin Atatürkçe olduğu, Atatürk’ün ise Türkçe yerine İngilizce eğitimi yeğlediğidir. Yâni Atatürkçü “çağdaş”lığın yeni nesilleri Türkçe’nin bütünlüğünden mahrum etmek, onları İngilizleştirmek, Türkçe’nin körleşip sonunda yok olmasıyla mümkün olacağı ima ediliyor.

Halbuki bu tutum Atatürk’ün ısrarla üzerinde durduğu eğitimin millî olması gereğine taban tabana zıttır.
Bakınız Atatürk neler söylüyor:

“Türk demek TÜRKÇE demektir; ne mutlu Türk’üm diyene!!” (Meğer meşhur sözün birinci kısmı da varmış)
“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkelerini yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.(ve tabii korumalı)



OKTAY SİNANOĞLU
Bye Bye TÜRKÇE
S:170-171