31.05.2008

İstanbul’un Öz-Türk Tarihi

İstanbul’un tarihi konusunda Haluk Tarcan aşağıdaki açıklamaları yapıyor. (Tarihin Başladığı Ön-Türk Uygarlığı Resmi tarihin Çöküşü)

Uzatmadan sözü Tarcan'a bırakalım...

".........Batı dünyası, İstanbul'un kendi ataları tarafından M.Ö. 657 yılında keşfedildiğini ve burada kurulan ilk medeniyetin bu tarihte başladığını iddia ediyor.İstanbul’da bulunan Erenköy ve Fikirtepe yazıtları (Kitabeleri) bu coğrafyada M.Ö. 2000 yılından beri bir Ön Türk devletinin varlığını haber veriyor olabilir. “İstanbul’un tarihinin iyice anlaşılması için, yanlış verilere dayanan Bizans’ı incelemekle işe başlayacağız.

BİZANS
Bizans’ın tarihte ortaya çıkışı konusunda anlatılan masallardan sadece üçünü alıyoruz. Osmanlı kaynaklarında verilen 5’nci yüzyıl sonlarında yaşamış olan Oruç bin Adil adlı bir tarihçi halk arasında yaygın söylentilere dayanarak yazdığı “tevarih-i Ali Osmani (yüksek Osmanlı tarihi)” de , Yanko bin Madyan (Madyan oğlu yanko) başlıklı efsane yer alır.

“Hz. Süleyman’ın 3.ncü kuşaktan torunu Yanko gördüğü rüya üzerine, ak sakallı bir derviş, hükmettiği tüm ülkeler içinde Akdeniz’le Karadeniz’i birleştiren yerde bir kent kurmasını ister…Kent yedi kere kurulur yedi kere yıkılır… Tarihçi Oruç’a göre bu kent, Hz. İsa’dan 1000 yıl önce kurulmuştur.

Bizim için önemli olan ortada daha VYZAS adı yokken bu efsanenin varlığıdır…

İkincisi şudur: Poseidon ile Dareos’un oğulları tarafından VYZAS adı verilmiş olan kişi ile Bizans tarihi (!??) doğmuş ve bu ad kentin esas adı haline dönüşmüştür.

“Yanko bin Madyan masalı” İstanbul’u yeterince antik Grek tarihine bağlayamadığından VYZAS masalı gerçek tarihmiş gibi kabullenilmiştir. Yunan yarımadasında Megara’dan yola çıkan göçmenler, başlarında VYZAS olarak kendilerine yeni bir kent ararlar: Delf’teki Apollon tapınmağının kahinine başvururlar ve onun tavsiyesi üzerine …-Burada masalı kısa kesiyoruz-…Sarayburnu’na yerleşirler. -657…Kurdukları bu kentin adı, VYZAS’tan bozma, VYZANTIUM, BYZANTIUM… gibi şekillerle karşımıza çıkar.

Demek ki bu masala göre, çam ağaçları, böğürtlenlerin denize kadar indiği, Haliç ve Boğaziçi’nin billur su gibi aktığı bu doğa harikasında tarih ancak (-657) de başlamıştır.

Örneğin;
-Balkanlar, Makedonya ve Trakya binlerce yıldan beri büyük insan kitlelerinin hareketine sahneyken,

-İstanbul’un birkaç yüz kilometre yakınında TROYA uygarlığı yer alırken,

-Güneyde Batı Anadolu’da 6 binlerde Hacılar ve Orta Anadolu’da, 7 binlerde Çatal Höyük, gibi önemli uygarlık merkezleri varken, daha adı bile tartışma konusu olan VYZAS’ı ileri sürmek ve onun bir imparatorluğun kökeni olduğunu iddia etmek ve bu tarihi de (-657) ile noktalamak hiçbir şekilde bilimsel mantığa sığamaz.”

...UW-ON’lar…-->OY-OĞ --> KONSTANTİNAPOLİS --> BİZANS --> ASTAN-BOLIQ--> ASİTANE--> İSTANBUL

…Bu bulgular arasında üzerinde OZ damgaları bulunan bir toprak kap bulunmuştur tarihi 6 bin olarak verilmiştir.

İkinci yerleşim bölgesi, İstanbul’un Asya yakasındaki FİKİR TEPE höyüğüdür. Buradaki buluntular arasında da üzerinde OQ damgaları bir öteki toprak kap bulunmuştur. Her iki kabın tarihi, İstanbul Arkeoloji müzesi katalogunda 6 bin olarak verilmiştir. 7750 ve 3432 Nu. İle müzeye kayıtlıdırlar..

Üçüncü yerleşim bölgesi, SİLAHTARAĞA’dır, (-4/3000)lerde bakır, çağından sonra meydana çıkar.”

Bu yerleşimlere ilişkin bilgi verildikten sonra, söz konusu yerleşim bölgelerinde bulunan kaplar ve üzerlerindeki yazıların neler olduğuna da bir göz atalım:

“Uw-ON yazısı, Erenköy/İstanbul

İ.Ö. 1980 yıllarında, Anadolu ve Rumeli hisarları arasından, At Öze, Aq-Uruk Sök’erek, “at üstünde akıntıyı sökerek” İstanbul boğazı’nı geçen bir halk”dan bahsediliyor. Demek ki İstanbul boğazını atları ile geçen ilk Türkler Peçenekler değillermiş. Peçeneklerden en az 3000 yıl önce de Ön-Türk toplulukları, atları ile akıntıyı sökerek (akıntıyı yenerek) karşı kıyıya geçmişler. Peşinden de; “Erenköy’de akmermer sütunlu ve süslü mermer kornişli bir saray yaptırmışlar ve binanın giriş kapısının üstüne güzel bir Ön-Türkçe ile; UW-ON: AT-ATA, UÇ ETİLİS ESİS cümlesini yazmışlardır. Kutsal on: At-Ata(nın), lider ediliş anısı’na… Görüldüğü gibi, yaklaşık 4bin yıl önceki Ön-Türkçe cümleyi biraz gayretle günümüzdeki, Türkçe’yle anlamak hiç zor değildir.

Bunların dışında, İstanbul’daki Ön-Türk tarihine ilişkin belgelerden(buluntulardan) olan 123 adet Kandıra/İstanbul sikkelerini de burada anabiliriz. Bu sikkelerin bir yüzünde de ÖG damgaları vardır. Ayrıca, Heredot tarihi de İstanbul’un ve bu yörenin tarihinin Bizans masallarıyla başlamamış olduğunu açığa çıkarmaktadır......."

KAYNAK;
Haluk Tarcan
www.haluktarcan.com

www.guncelmeydan.com