10.11.2007

Barzanilerin gizli tarihi

Sevgili dostlar, Barzani familyasının bugün kırdığı
cevizleri anlamamız için bu garip ailenin geçmişine
biraz bakmamız gerekmektedir. Barzani ailesinin
geçmişine özellikle Mesud Barzani�nin babası ve
kendilerince büyük kahraman sayılan Mustafa
Barzani�nin hayatına baktığımız zaman karşımızda
idealist bir insandan çok para rüzgarları nereden
geliyorsa oraya doğru yön değiştiren bir tipleme
çıkmaktadır. Bugün Mesud Barzani Amerika için ne
anlama geliyorsa, geçmişte babası Mustafa Barzani�de
Sovyetler için o anlama geliyordu. Mustafa Barzani
maaşlı bir Sovyet KGB ajanıydı ve KGB dosyalarındaki
kod ismi �Reis�ti. Bugün özgürlük kahramanı olarak
lanse edilen Barzanilerin geçmiş ilişkilerini Kuzey
Irakta herkes bilmektedir ama bunları söyleyenler
genelde ya işkenceden geçirilmekte ya da ortadan
kaybolmaktadırlar, çünkü Mesud Barzani babasının bir
halk kahramanı değil basit bir KGB ajanı olduğu
gerçeğinden utanç duymakta ve bunu saklamaya
çalışmaktadır. Peki Mustafa Barzani�nin KGB saflarına
girmesine neden olan olaylar nasıl gelişti.
Sovyetlerin bir süre çıkarlarına uygun gördükleri
için İran�da kurdurdukları naylon Kürt devletçiği
Mahabad Cumhuriyeti, 1946 senesinde işlerin değişmesi
üzerine ortadan kaldırılmış ve devlet kurduk diye
kasılanlar kaçacak delik aramaya başlamışlardı. Bu
kaçaklardan biride Mesud Barzani�nin babası
Mustafa�ydı. Yanında bulunan birkaç yüz peşmergesiyle
beraber kapağı Sovyetlere atan Mustafa Barzani
Moskova�nın sert havasına alışamadığı için Baküye
yerleştirildi. 1947 senesinde Baküde KGB�nin suikast
ve başka ülkelerde iç karışıklık yaratma birimi SMERSH
üyesi Sudaplatov kendisiyle temas kurdu. Laf
açılmışken SMERSH Rusça Smert Shpionam yani
�Casuslara Ölüm� kelimelerinden türetilmiştir ve
Stalin zamanında Batılı ajanları yakalayıp öldürmekle
görevli bir oluşum olarak kurulmuştur daha sonrada işi
başka ülkelerde karışıklık çıkartmaya çevirmiştir. Biz
baba Barzani�nin maceralarına dönecek olursak, SMERSH
ile yaptığı görüşme sonucu kendisi ve yanında
getirdiği peşmergelere özel KGB tesislerinde gerilla
eğitimi verilmesine, daha sonrada tepeden tırnağa
silahla donatılıp Irak�a geri gönderilmelerine karar
verildi. Bu arada Sudaplatov gibi bir adamın Mustafa
Barzani�yle temasa geçmesi o dönemde Sovyetlerin
Barzanilerde ne gibi bir potansiyel grödüklerini de
ortaya koymaktadır, çünkü Sudaplatov öyle basit bir
KGB elemanı değildir. Troçkinin öldürülmesi ve Atom
bombası sırlarının Amerika�dan çalınması gibi
operasyonlarda hep bu adamın parmağı bulunur.

Aslında Barzani ailesinin Ruslarla olan ilişkileri çok
daha eskiye dayanmaktadır. Birinci dünya savaşı
öncesinde Irak toprakları Osmanlı idaresinde ve
Barzanilerde Osmanlı vatandaşıyken dönemin aşiret
şeyhi Şeyh Abdül Selam nedense Rusya�ya tatile gitmiş
ve o dönemden sonra Barzani aşireti Ruslardan altmış
defanın üzerinde silah ve para yardımı almıştır. Bu
şeyh efendinin Ruslara el açtığı günden birkaç sene
sonra Osmanlının Ruslarla savaşa girdiğini
hatırlamanızı isterim. Kısacası Barzaniler o dönemde
de vatandaşı oldukları Osmanlıyı hem Ruslara hem de
daha sonra bildiğiniz gibi İngilizlere satmışlardı. Ne
aile ama değil mi. Devam edersek 1961 senesine kadar
Mustafa Barzani ve seçme peşmergeleri Sovyet KGB
tesislerinde gerilla eğitimi almaya devam ettiler.
1961 senesinde zamanın KGB başkanı Shelepin dönemin
Sovyet lideri Kruşçeve bir öneride bulundu.
Amerika,İran ve Türkiye�nin Sovyetler karşısında
kurdukları ittifakı zayıflatmak için bir Kürt
ayaklanması çıkarmaları gerektiğini bunun içinde uzun
süredir eğittikleri Mustafa Barzani ve peşmergelerini
kullanacaklarını söyledi. Buna göre ayaklanma ilk
aşamada Irakta çıkarılacak ve daha sonra aşiret
bağlantıları sayesinde Türkiye ve İran�a yayılacaktı.
Böyle bir ayaklanma Iraktaki Batı yanlısı hükümeti
sıkıştıracak,Batının petrole ulaşım yollarını kesecek
ve Türkiye�deki Amerikan üslerini tehlikeye atacaktı.
Kruşçev bu plana onay vermekte gecikmediği için KGB
tarafından sağlanan para ve silahlarla Mustafa Barzani
hemen Kuzey Irak�a geçirilerek ilk ayaklanmasını
başlattı.

Moskova 700 kadar peşmergeye de üst düzey askeri
eğitim vermişti. Patlayıcı uzmanlığı, radar
operatörlüğü gibi beceriler öğretilen bu peşmergeler
zamanla Kuzey Irak�a sızdırılacak böylece Sovyetlerin
müdahalesi dikkat çekmeyecekti. Bu ilk ayaklanmadan
sonra da Barzanilerin Sovyetlerle ilişkileri devam
etti hatta daha sonradan Irak rejimini 1970�lerde
Kürtlere özerklik vermesi için ikna eden Sovyet
diplomatı Primakov, bir dönem KGB ajanı olarak
gazeteci örtüsüyle Kuzey Irakta aylarca kalmıştı.
Yıllar sonra dünya dengelerinin değişmesi üzerine
Kürtleri yeterince kullandıklarını düşünen ve yeni
Irak Baas rejimini kazanmak isteyen Sovyetler
Barzanilere sırt dönmüş, bunun üzerine de Barzani
ailesi CIA,MOSSAD şemsiyesine sığınmıştı. Tüm bir
Soğuk Savaş boyunca duruma göre KGB duruma göre de CIA
hesabına çalışan Barzanilerin Soğuk Savaş sonrası
maceralarını ve Amerikanın bölgedeki uzantısı
olduklarını anlatmaya gerek yok. Şimdi toparlarsak
babası tescilli KGB ajanı olan ve yaptığı tüm
icraatları bazen Sovyet bazen de Amerikan çıkarları
için ortaya koyan Barzani aşiretinin bugünkü post
sahibi Mesud Barzani�nin Türkiye aleyhindeki sözlerini
değerlendirirken bu geçmişi iyi düşünmemiz lazım.
Barzani ailesinin idealleri yoktur, gücü onlara kim
sağlıyorsa onların çıkarları için yaptıkları vardır.
Eğer KGB elemanı Mustafa�nın oğlu CIA elemanı Mesud
�Kürt devletine karışırsanız bizde Diyarbakır�a
karışırız� diyorsa bunu dedirten güç Kuzey Irak�ta
değil Washington�da Beyaza boyanmış bir evde oturan
Kovboy şapkalı biridir. Tepkimizi göstereceğimiz yeri
iyi bilelim.

Sevgilerimle
Serdar Kuru






Serdar Kuru
Araştırmacı-Yazar

http://serdarkuru.sobukai.com/