4.11.2007

ÖNCE BATININ İMLASINI DÜZELTELİM

"Yeni Dünya düzenci", "Küresel Kraliyetçi"lerin Türkiye'deki kuyrukları şimdi de Türkçe'nin güzelim imlâsını, yazısını bozmaya çalışıyorlar. Neden mi? Çünkü bunların derdi Türk olan her şeyi yok ederek, patronlarına ilelebet köle olacak, kimliksiz, onursuz, bağımsızlık duygularından yoksun bir insan kalabalığı yaratmaktır. Sadece son iki yılda Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk'ün esas ilkelerinin temellerine yöneltilen tasallûtları tek tek sıralamağa kalksak bu yazının boyutunu çoktan aşar.

Türkçe'nin yok edilmesi için yabancı dille eğitimin ana okullarına kadar indirilmesi, Türkçe ile eğitim veren evrenkent (üniversite) sayısının gitgide azaltılması, Türkçe ile bilimsel araştırma ve yayın yapılmasının YÖK'çe âdetâ yasaklanması, ortaöğretimde Türk edebiyatı derslerinin nerdeyse kaldırılması, ve şimdi de Türk yazı ve imlâsına topyekûn saldırı....

Önce bir örütbağ (internet) şirketi ile bir cep tel şirketi başladı. İlânlarını yarı İngilizce sözcüklerle verdikleri yetmiyormuş gibi bir de Türkçeleri İngilizce imlâsıyla yazar oldular: ç yerine ch, ş yerine sh , x'ler, q' ve w'lar... Derken, aşağılık duygusu içinde kıvrandırılan, herhalde Anatolia Liselerinde okuduklarından, başka bir işe yaramayacak Tarzan İngilizcelerini teşhir edip itibar göreceklerini zanneden zavallılar dükkânlarının üstüne "pasha", "dönerchi",... yazdılar. Sonra Bilgi Evrenkenti(üniversitesi)'nden Haluk Şahin devreye girdi. Efendim, Türk alfabesine q,x, w ilâve edilmeliymiş. Herhalde bütün bunlar resmî dilimizin İngilizce yapılmasına birer hazırlık.
"Milli" Eğitim Bakanlığı da boş durur mu? Meğer, daha 1997'de hazırlattıkları, ilkokul öğretmenleri rehber kitabında, çocuklara Türk alfabesi öğretilirken q, x, w'nin de harflerimiz arasında öğretileceği yazılıymış Şimdi sorarım size: Birbiriyle ilgisi görünüşte olmayan böyle değişik kanallardan aynı saldırıların olması tesadüf olabilir mi? İhtimaller hesabına sığmayacak bir durum. Öyleyse? Haa, demek ki göze görünmeyen alınmış bir temel karar, ve onu uygulamakla görevli, bir yerde eşgüdümleri sağlanan birileri var. O "yer"in ne olduğunu siz tahmin edin.

Ey, İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin güncelleştirilmiş uzantıları! Siz onu bırakın da önce şu Batı'nın bozuk imlâsını düzeltelim. Bir dil için en uygun yazının nasıl olması gerektiği hakkında birkaç matematiksel ölçüt koyabiliriz:
1) Her ses için bir harf, her harfe tekabül eden tek ses olmalı ("bire bir"lik ilkesi).
2) Bir dilin tüm şive ve hattâ lehçeleri için bir standart seçilip yazı ona göre belirlenmeli. Şivelerden gelen ufak tefek ses ayrıntıları standart yazıya girmemeli.

Bu kurallara göre yazının dil için en tutumlu (iktisâdî) olması da sağlanmış olur. Demeli, bir ses için iki, üç harf gereksiz kılınmalı. Seslendirilmeyen harfler yazıda olmamalı. [Burada yalnızca Latin harflerini esas alan yazılardan bahsedeceğiz. Çince, Japonca, Korece gibi resim-öge- yazı kullananlar, ayrıca Kiril, Arap, Fars, Osmanlı-Türk, İbrani, Sanskrit, vb. yazıları konumuzun dışında].

Şimdi bu ilkelere göre Türkçe'ye, bir de Batı dillerine hele bir bakalım:
Atatürk'ün önderliğinde konmuş olan alfabe ve imlâ/yazımız Türk dilleri için tam bir mükemmellik gösteriyor: Bire bir, ne fazlası, ne eksiği var ( bunu derken, â, û, î'deki inceltme /uzatma simgesini de katıyoruz. Bu (^) şapkaların son yıllarda bazılarınca düşürülmesi de Türkçeyi önce küçük düşürmek, sonra da yok etmek gayeleri yolunda atılan bir adım).

Türk yazısı bilgisayar için de en uygun yazı (bunu yıllardır diyorduk; şimdi yabancı bilim adamları da söylemeğe başladı). Elbette bilgisayar için yazı iktisâdî olmalı; kim lüzumsuz harfler için fazladan tuşlamak ister? Ayrıca, bilgisayarın, tuşlar yerine sesli komutlarla çalışması, yazıları seslendirmesi gibi gelişmeler Batı dilleri ve yazılarında çok zorluklar çıkardığı hâlde, Türkçe'de çok daha kolay gerçekleşecek. Bizim yetenekli bilgisayar mühendisi gençlerimiz bu konularda çalışmalı, geliştirecekleri bilgisayar yazılım ve donanımlarını da tüm Avrasya Türk ülkelerine yaymalı, pazarlamalı. Hep Batılının öncülüğünü bekleyecek değiliz ya.

Gelelim şu çok şeyi bozuk Batı'nın bozuk yazı ve imlâlarına "ş" harfi Almanca'da "sch" ile, İngilizce'de "sh" ile gösteriliyor. "f" yerine bazan "ph". Onun gibi bizim "ç" çoğunda "ch". Gereksiz, fazlalık harfler zengini Batı. Ayrıca İngilizce ve imlâsı tam bir felâket. "i" bâzen "ay" , bâzen "i" okunuyor. Genellikle hangi harfin ne okunacağı belli değil. Böyle bir imlâ çocuklara nasıl öğretilir? Her yazılı sözcüğü ayrı ayrı ezberleterek. Onun için de çoğu Amerikalı en basit sözcüklerin bile nasıl yazılacağını bilemez. Tam bir keşmekeş. Kendi anketlerine göre ABD ortaöğretiminden geçenlerin %65'i dosdoğru okuma yazma bilmiyor ( ne güzel değil mi? Böylesine cahil halk, orada da ayarlı olan basın-yayının her dediğini yutar). Halbuki Türk yazısı ile, harflerden heceleri, hecelerden sözcükleri okumak, her yazılanı doğru okumak, her söyleneni aynen ve doğru yazmak birkaç haftada öğretilebiliyordu (askerde bile). Şimdi ne oldu? Amerikan danışmanların telkini (belki de dayatması) ile olacak, bu düzenden vazgeçilip, sözcükleri birer resim gibi görsel ezberletme yöntemi gelmiş..[Bazı hastalıklar vardır ki, hasta bunu başkalarına da bulaştırma ihtiyacı hisseder. Amerika'nın bir derdi de bu herhalde].

G. Bernard Shaw, "Pygmalion" temsilinin önsözünde İngilizce imlâsının rezilliğinden yakınır durur. O yıllarda İngiltere'de İngiliz imlâsını düzeltmek için de bir hareket vardı. Beceremediler. Anlaşılan iş, bizim Anglo-Sakson Muhiplerine düşecek. Ne olur; bizim dünyaya örnek olacak ülken imlâ ve yazımızı bozmaktan vazgeçin de, şu yılıştığınız İngiliz/Amerikan efendilerinize bir iyilik edin: Önce onların imlâsını düzeltiverin!

Oktay Sinanoğlu