13.07.2007

Banu Avar'a İdeolojik Soykırım

Sayın Banu Avar’ı hepimiz TRT’de hazırlayıp sunduğu “Sınırlar Arasında” adı programdan tanımaktayız. Banu Avar bu programda dış politikada ve özellikle de Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir çok konuda topluma sunulmaya çalışılanın dışında bir bakış açısıyla değerlendirmeler yapmaktadır. Gerek Orta Asya’daki misyonerlik faaliyetleri gerek Kafkaslarda yaşanan Soros Devrimleri gerekse Balkanlarda Türklere yönelik olarak uygulanmaya çalışılan etnik temizliği tüm çıplaklığıyla bizlere sunmaktadır. Bunların bir benzerini de yine Nobel ödül töreni ardından İsveç ile ilgili hazırladığı programda dile getirmiştir. Banu Avar’ın programda İsveç’e yönelik değerlendirmeleri Türkiye gündeminde çok kısa bir sürede bomba etkisi yaratmıştır. Çünkü Banu Avar “bazıları” gibi davranmayanı tercih etmemiştir.
İsveç’in bugün ülkesinde yaşayan Sami (Lapon) lerin nasıl her türlü haktan yoksul kaldığını, 1980’li yıllara kadar Romanya ve Laponlara soykırım uygulandığı, Çingene, Tatar ve Yahudi çocukların kısırlaştırıldığını, alkolizmin ve ırkçılığın hızla arttığını gözler önüne sermiştir. Hatta daha da önemlisi Nobel’in belli amaçlarla verildiğini ve Nobel’e sahip olan kişilerin Ülkerlerinde kullanıldıklarını belirtmiştir. [1] Yaptığı bu programın ise şiddetli tepkiyle karşılanması tekrarının yayınlanmamasına ve programın incelemeye alınmasına sebep olmuştur.
İşte bir tarafta Nobel’in kimlere hangi şartlar altında verildiğini anlatmaya çalışan bir televizyoncu diğer tarafta da Türkiye’nin Nobel utancını ve İsveç’i büyük bir gayretle gölgelemeye çalışan sözde bağımsız medya.
Türkiye üstüne yüklenilmeye çalışılan ve hiçbir akademik temeli olmayan bir soykırım davasına sıkı sıkı sarılan devşirilmiş bir yazarına verilen ödüle sevinmekten hiçbir şekilde çekinmiyor ve Nobel’li bir sözde aydını avuçları patlarcasına alkışlayarak emperyalizmin Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için ortaya attığı bir soykırım safsatasını üstü örtülü olarak kabul edildiği gerçeğini fark etmiyor. Bunun yanında çok övünülen Nobel’in hangi gerekçelerle verildiğini ve Nobel’in anavatanında neler yaşandığı gerçeğini anlatan bir Türk aydınına ideolojik soykırım uygulandığı gerçeğinden de bihaber bu utanç verici olayı AB narkozuyla yaşadığı uyuşuklukla atlatıyor.
Tarihin hiçbir döneminde gerçekleşmemiş bir soykırım safsatasını hiçbir bilimsel temeli olmadan söylenmesi gerektiği için söyleyenlere Nobel veren Avrupa’yı alkışlayan ve bu büyük “utanç”ı hiç utanmadan “gurur”a dönüştürmeye çalışan bir hükümet toplumu aydınlatmaya çalışan bir aydına ideolojik soykırım uyguluyor. Demokrasiyi, insan haklarını ve ifade özgürlüğünü ağzına sakız etmiş ve bu kavramlara aslında tamamen yabancı lejyoner kalemşorlar Türkiye’deki ideolojik soykırıma sessiz kalıyor.
Hangimiz demokrasi havarisi?, Hangimiz gerçek demokrat?
Sizce ayrım bu kadar zor mu?
--------------------------------------------------------------------------------
1)Hikmet Bila, Banu Avar ve Basın Özgürlüğü, Cumhuriyet, 15 Aralık 2006