28.08.2007

Cumhuriyet Döneminde Azınlık Okulları Sorunu

Lozan Barış görüşmelerinin en önemli konularından biri de, Türkiye'de bulunan tüm eğitim kurumlarına hakim olma prensibi idi. Lozan Antlaşmasına Ek-Mektuplar, İtilaf Devletleri'nin yabancı okullarda yapılacak öğretim konusunda Türkiye'nin içişlerine karışmaları yönünde bir vesile teşkil etmiştir. Bunun üzerine Türk Hükümetleri, dini eğitim veren yabancı okullara karşı tavizsiz bir uygulama cihetine gitmişler ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun esaslarını aynen tatbik etmekten çekinmemişlerdir. Lozandan sonra kabul edilen Özel Okullar Talimatnamesi hükümleri gereğince Türkçe'den başka bir dilde öğretim yapan okullarda, özellikle tarih ve coğrafya derslerinin Türk öğretmenleri tarafından ve Türkçe olarak okutulması gerekiyordu.

İngiltere, Fransa ve İtalya, Lozan mektuplarını ön plana çıkararak Türk Hükümeti'nin yabancı okullarda öğretim işlerine karışamayacağını iddia ettiler. Amaçları, Türkiye'de özel haklar rejimini tekrar hayata geçirmek olduğundan bu tür iddia ve talepler Türk Hükümetleri tarafından şiddetle reddedildi. Hatta, okullardaki haçları ve Hristiyanlıkla ilgili tabloları indirmeyen Fransız ve İtalyan okulları kapatıldı. Bu uygulama Türkiye ile Fransa arasında notaların verilmesine, ülkeler arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine neden oldu. Türkiye, İtalya ve Fransa'ya hiç bir taviz vermediği gibi, 1928 yılında Bursa Amerikan Koleji'nde iki müslüman öğrencinin Hris-tiyan olması üzerine bu okulu da kapattı. Bursa Amerikan Koleji'nin kapatılması Türk-Amerikan ilişkilerinin de aşırı şekilde gerginleşmesine sebep oldu. Gelişmelerin bu boyutlara gelmesine rağmen Türkiye haklı tutumunu sürdürdü ve hatta hükümet prensiplerine aykırı davranan okulları kapattı. Ayrıca, bitirme sınavlarının elçiliklerde yapılması geleneğim kaldırdı. 1926 yılından itibaren de musevi okullarındaki eğitimi Türkçe'ye çevirtti.

Peki sonra ne değişti?

Azınlık ve yabancı okullarını Cumhuriyet'in ilk beş-altı yılında tamamen kontrol altına almayı başaran Türkiye, Atatürk'ün ölümünden sonra bilinçli şekilde oynanan oyunlarla bu kontrolünü kaybetti. Şu anda Türkiye birkaç Afrika sömürge ülkesiyle birlikte yabancı dilde bu derece yaygın eğitim veren tek ülkedir.

Türkiye’de 16 üniversitemizde tümüyle İngilizce, 1 üniversitemizde tümüyle Fransızca öğretim yapılıyor. Birkaç bölümü dışında öğretim dili İngilizce olan üniversite sayısı çok fazla. Yabancı dilde eğitim yapan üniversite öncesi kurum sayısıysa yüzlerle, belki binlerle ölçülüyor. Yabancı dil öğrenimiyle, yabancı dilde öğrenim birbirine karıştırılmaması gereken iki kavramdır.