5.08.2007

Hazırlık Sınıfı Neye Hazırlık?

Tüm evrenkentlerin (üniversitelerin) yabancı dille eğitime geçirileceğini, Türkçe ile eğitim yapan hiçbir eğitim kuruluşunun bırakılmayacağını yıllar öncesinden yazıyor, yurdun her tarafındaki konuşmalarımda söylüyordum. Bu tahminin maalesef doğru olduğunu her geçen gün biraz daha gösteriyor.

Türkçe ile eğitim veren evrenkentlere önce bir "hazırlık sınıfı" koyuyorlar. Arkasından, eğitimin "sadece %30'u İngilizce [yâni Tarzanca] olacak" deniyor; sonra bu arttırılıyor. Geçen yıl Konya, Selçuk Evrenkenti'ne hazırlık sınıfı konmuş. Altı yedi yıl evvel, hem de rektörün "buranın dili Türkçe kalacak" dediği bir sırada Yıldız Teknik Evrenkenti'ne hazırlık sınıfı konmuştu. Bir sonraki rektör de, hiç olmazsa bana, eğitim dilinin Türkçe kalacağını söylerken, bir yandan da hocalara derslerin %30'unun İngilizce olacağını bildiren tamimler geliyor, "Hangi dersi İngilizce olarak vermek istersiniz?" diye soruluyordu.

Hâl-i hazırdaki YÖK başkanının, mevkiine geldiğinde, ilk icraatının Karadeniz Teknik Evrenkenti'ni İngilizce dilli yapmak olmuş diye duymuştum. Türkiye'nin 250 yıldır önemli bir kalesi olan İstanbul Teknik Evrenkenti'ne de, şimdiki rektör atanır atanmaz, hazırlık sınıflarına ilâveten önce gene %30 diye başlayan İngilizce ile tedrisat kondu. Duyduğuma göre, Amerika ve İngiltere'den de meslek dersleri vermek üzere yabancı öğretim üyeleri getiriliyormuş. Halbuki, eski Sovyetlerde gayet iyi yetişmiş Türk dünyası ve Avrasya'nın değerli bilim adamları bulunuyor. Herhalde bu değerli insanlar, İngilizce yerine, ikinci dilleri olarak Rusça bildikleri için tercih edilmiyorlar.

Geçenlerde aldığım bir habere göre, eğitim dili Türkçe olan Mersin Evrenkenti'nin idaresi de YÖK'e, hazırlık sınıfı koyma izni için başvurmuş. Yanıt, "şu an yabancı dilden eğitime karşı geniş bir tepki oluştu. Sırası değil." olmuş. İnşallah bu haber asılsızdır, ama pek sanmam asılsız olacağını. İşte tüm evrenkentler bu yolda. Özellere gelince: Hepsinin [Maltepe Evrenkenti hâriç. Kendilerini kutlarım.] eğitim dili İngilizce. Çoğunda İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümleri de var, ama Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri yok. Demek ki bunlar tamamıyla yabancı evrenkentler. Zaten bazılarının Amerikan, İngiliz evrenkentleriyle açıktan veya sessizce bağlantıları var. Derslerde Hıristiyanlık propagandası yapıldığını da öğrencilerden haber almaktayız. Peki, böyle gayri millî, bozguncu etkinliklere karşı devletin bağışıklık kurumları nerede?

Dahası var: Tüm liseler dört yıllık olacak, yâni hepsine hazırlık sınıfları konulacakmış. Öyle bir haber aldık. Büyük ihtimalle doğrudur. Gerekçe de şuymuş: Efendim, bu suretle Anadolu (yâni Roma eyaleti "Anatolia") Liseleri ve kolejlerle eşitlik sağlanacakmış. Demeli, bir toplulukta bazı kişilere virüs bulaşıp hastalanmışlarsa, eşitlik olsun diye herkese virüs bulaştırıp hastalandıralım! İşe bak. Herhalde sorsan, "Atatürk'ün Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na da böylece uyum sağlayacağız" demekten utanmazlar. Vah Türkiye'm vah! Vah Atatürk'ün ruhu vah!

1953'te Türk okullarında İngilizce ile eğitimin başlatılıp yaygınlaştırılmasından beri eğitim niteliği hızla düşmüş, bugün eğitim her düzeyde âdetâ sıfırlanmıştır. Yalnız ben mi diyorum? Hayır. Eğitimin durumundan herkes şikâyetçi. Yabancı dille eğitim yapan liselerin, evrenkentlerin öğrencilerinden, mezunlarından, öğretmenlerinden, velilerden, hattâ bazı idarecilerinden yüzlerce e-mektup alıyorum. Herkes yakınıyor. Türk'ün Türk'e Tarzanca konuşmasındaki haysiyet, onur kırıcılıktan öte, kimse bir şey öğrenemiyor. Birkaç şey ezberleyip mezun olanlar, meslekle ilgili iş de bulamıyorlar. Avrupa'da iş bulacaklarını sananlar da avuçlarını yalayacaklar: oraların kendilerinde işsizlik var. Yabancı düşmanlığı da cabası. Üstelik Avrupa'nın, şu perişan İngiltere dışında, dili de İngilizce değil ki. Daha yeni Amsterdam'da idim: Tek kelime İngilizce göremiyorsun. Mâmullerinin üstünde sadece Hollanda dilinden yazılar; İngilizce'si hiç yok. "Avrupa Birliği'ne gireceğiz de..., onun için eğitim dili İngilizce olmalı" [AB'ye kim girmek, kim almak istiyorsa...] terânesi tam bir yalan. AB'nin dili İngilizce falan değil. Öyleyse neden İngilizce? Küresel kıraliyetçiler Türkiye'yi tasfiye etmek için öyle öngörüyor da ondan. Onların yerli kuyrukçukları gizli cemiyetlerin çoğu İngiliz, Amerikan bağlantılı.

Hazırlık sınıfı neye hazırlık? Ülkedeki her bireyin 250 kelime Tarzanca'dan başka bir şey öğrenememesi, Türk kimliğinin yok edilip ulus-devletin tasfiye edilmesine hazırlık. Milletvekillerine (Amerikalılarla daha iyi anlaşabilsinler diyeymiş!) İngilizce kursları açılıyor. Devlet dairelerinde İngilizce yazışmalar başladı. Tüm bunlar resmî dilin İngilizce yapılmasına hazırlık izlenimi veriyor. Bir de "Kürtçe eğitim"den bahsediyorlar? Peki, kendini Türk addedenlerin eğitimi ne olacak? Türkçe eğitim kalmıyor ki.

Bütün bu olanların karşısında Türkiye'nin dört bir bucağında "Büyük Uyanış" başlamıştır. Türkçe'nin yok edilmesi için sessiz sedâsız çıkarılan kararlara imzayı basan birkaç kişi artık telâştadır; uykuları kaçıyor. Onlara böyle önemli kararları alma, oldu bittiye getirme yetkisini kim verdi? Elbette halk vermedi. Şimdi artık kendilerine binlerce faks (belgegeçerden), binlerce te'lin e-mektubu yağmaktadır. Yabancı dille eğitim anayasaya aykırıdır, Atatürk'ün en temel ilkesine aykırıdır. Hukukçular toplu hâlde, suç duyurularında bulunmağa, dâvâlar açmağa hazırlanmaktadırlar. Biraz geç oldu ama, nihayet Türk, kendi insan haklarına, kültür, eğitim haklarına, bağımsızlığına, şerefine, mutlu geleceğine sahip çıkmaya başlamıştır.

1 Mayıs 2002, Yollarda.
Oktay Sinanoğlu